Dünyanın en eski batığı olarak bilinen Kumluca Orta Tunç Çağı Batığı’nda yapılan su altı arkeolojik kazılar sırasında önemli yeni buluntulara ulaşıldı.
50 metre derinlikte gerçekleştirilen kazılarda, yaklaşık 3 bin 600 yıl önce batan gemiden 30 bakır külçe, gemicilerin şahsi eşyaları ve bir amfora çıkarıldı.
Kazıların başkanlığını yürüten Doç.
Dr.Hakan Öniz liderliğindeki 40 kişilik ekip, Antalya kıyılarında su altı keşif ve kazı çalışmalarını sürdürmektedir.
Son teknolojiyle donatılmış robotları da kullanarak, su altında yaptıkları dalışlarla batıktan çıkan eserleri gün yüzüne çıkarmaktadırlar.
İstanbul Üniversitesi Sualtı Hekimliği ve Hiperbarik Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığından uzmanlar da ekip ile birlikte çalışmaktadır toplamda 40 kişilik ekip su altı arkeoloji kazılarına katılmaktadır.
Dalışlar sırasında, 45-55 metre derinlikte, yaklaşık 3 bin 600 yıl önce batan gemiden çıkarılan eserler için ekip uzun uğraşlar vermektedir.Bir bakır külçeyi çıkarmak için ay süren çalışmalarla, küçük keski, çekiç ve vakum cihazı gibi araçları kullanmaktadırlar.
Bu çabalar sonucunda dünya bilimine önemli katkılar sağlanmıştır.
Doç.
Dr.Öniz, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izniyle 3 yıldır Kumluca Orta Tunç Çağı Batığı’nda çalışmalar yürüttüklerini belirtmiştir.
Bu yılki kazıların iki ay sürdüğünü ifade etmiştir.
Kazılar için Türk bilim insanlarının dönüşümlü olarak katıldığı ve vurgun riskine karşı gemide basınç odası bulunduğu da vurgulanmıştır.
50 metre derinlikteki batıkta yapılan kazılarda 30’dan fazla bakır külçe bulunmuştur.Bu külçelerin, dönemin para birimi olduğu düşünülmektedir.
Muhtemelen Kıbrıs Adası’ndan yüklenmiş olan gemi, Girit Adası’na giderken fırtına sırasında batmıştır.
Bu olay yaklaşık 3 bin 550 ile 3 bin 600 yıl önce gerçekleşmiştir.
Kumluca Orta Tunç Çağı Batığı, dünyanın en eski ticaret gemisi batığı olarak bilinmektedir.
Geminin ana yükünü oluşturan bakır külçeler oldukça önemlidir.
Benzer külçelerden New York Metropolitan Müzesi’nde bir tanesi ve Atina Milli Arkeoloji Müzesi’nde 4 tanesi sergilenmektedir.
Kumluca Orta Tunç Çağı Batığı’ndan çıkarılan külçelerle birlikte 100’den fazla bakır külçe bulunmaktadır.
Bu da Türkiye’nin kültürel mirasının ne kadar zengin olduğunu göstermektedir.
Ayrıca, batıktan çıkarılan gemicilerin şahsi eşyaları da dikkat çekmektedir.
Bunlardan biri soketli keski olarak adlandırılan bir tarım aletidir ve muhtemelen bronzdan yapılmıştır.
Ayrıca bu yılki kazılarda bulunan amfora, milattan önce 16.
yüzyılı işaret etmektedir.Tüm bu buluntular, Türkiye’nin su altı arkeolojisi alanındaki önemini bir kez daha vurgulamaktadır.
Kazı sırasında çıkarılan eserler tuzdan arındırma işlemi için Antalya Restorasyon ve Konservasyon Bölge Laboratuvarı’nda incelenmektedir.
3 bin 600 senedir kayalara ve birbirine yapışmış olan külçeleri çıkarmak için keski ve çekiç gibi araçlar kullanılmıştır.
Dünyanın en eski batığında yapılan bu tür derin su altı kazıları, Türkiye’nin su altı arkeolojisindeki ilerlemesini göstermektedir.
ÖZET:
– Kumluca Orta Tunç Çağı Batığı, dünyanın en eski batığı olarak bilinmektedir.
– Kazılar sırasında 3 bin 600 yıl önce batan gemiden 30 bakır külçe, gemicilerin şahsi eşyaları ve bir amfora çıkarılmıştır.
– Kazıların başkanlığını Doç. Dr. Hakan Öniz liderliğindeki 40 kişilik ekip yapmaktadır.
– Su altında yapılan kazılarda son teknolojiyle donatılmış robotlar da kullanılmaktadır.
– İstanbul Üniversitesi Sualtı Hekimliği ve Hiperbarik Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığından uzmanlar da ekip ile birlikte çalışmaktadır.
– Kazılar için Türk bilim insanlarının dönüşümlü olarak katıldığı ve vurgun riskine karşı gemide basınç odası bulunduğu belirtilmiştir.
– Batıkta bulunan bakır külçelerin dönemin para birimi olduğu düşünülmektedir.
– Kumluca Orta Tunç Çağı Batığı’ndan çıkarılan külçelerle birlikte 100’den fazla bakır külçe bulunmaktadır.
– Gemicilerin şahsi eşyalarından biri bronzdan yapılmış soketli keski olarak adlandırılan bir tarım aletidir.
– Batıktan çıkarılan amfora milattan önce 16. yüzyılı işaret etmektedir.
– Kazı sırasında çıkarılan eserler tuzdan arındırma işlemi için Antalya Restorasyon ve Konservasyon Bölge Laboratuvarı’nda incelenmektedir.